Bürokratik Sosyalist(!) Çerkes Kimlikli(!) Emek Hareketi..

Bizim yoldaşlara diyorum ki;

“Böyle yazmışlar hacı, ne diyeceksiniz?” Gülümsüyorlar.

“Niye gülüyorsunuz diyorum?” Ne yapalım? diyorlar. Ciddi anlamda, öyle manalı bir şekilde ne yapalım diyorlar ki; bu ne yapacağını bilmeyen bir soru değil.. bu neden bu tartışmaların doğurulduğunu anlatan bir soru. Aslında bir cevap ama, bunu sadece benim anlamam hiçbir şeyi değiştirmiyor.


Ne yapalım biz sizinle? Atsak atılmazsınız, satsak satılmazsınız.. sussak olmuyor, konuşsak olmayacak. İçinizde hiç sevmediğimiz adamlar da var, çok sevdiğimiz yoldaşlarda var; konuşunca sevdiğimiz yoldaşlar üzülecek – susarsak sevmediğimiz adamlar sevinecek. Biz ne yapalım sizinle, siz karar verin; bunu önce üst (belki-de gizli) kadrolarınızla tartışın, gerekirse kulis yapın, sonra alt kadrolarınıza sunun, sonra çevre çepere, sonra dostlarınıza falan.. sonra çıkın deyin ki; “Bizim şununla bu, bununla şu problemimiz var” Biz de şunun-bu’sunu – Bunun-şu’sunu size; kendi teorik yaklaşımımıza göre, pratik tecrübelere dayalı, argümanlarımızla anlatalım.. İncelelim, kopalım da bitsin bizim sizinle imtihanımız. 
Netleşelim arkadaşlar, net olalım. Soruları net soralım, cevapları net verelim. Derdi de, dermanı da net yazalım. Bugüne bugün, hiç yoksa birbirimize geçmişten gelen bir parça saygımız olmalı, o saygıyı ya iki taraflı koruyalım ya da artık iki taraflı bırakalım. Tamam, Berkay Troçkist, Burcu onun kaşeni, Canberk Anarşist, Cemal Kürtçü.. Niye? Berkay Stalinist değil diye Sosyalist değil, Canberk zaten sosyalist değil, Cemal Kürtlerle konuşuyor, hiç sosyalist değil, değil mi?

Sırrı Sakık demiş ki “Pomaklar Çerkesler Haddinizi Bilin” sonra demiş ki “Hakan Fidan’a ve MİT’e teşekkürler”

sonra ne? işçi sınıfının kurtuluşu olmadan cart curt, emek ve kimlik eksenli mücadele de biz, biz demiştik, öngörmüştük, söylemiştik, soytarılık, kahrolsun akp, chp yaşasa da olur, chp de olmasın ama demokrasi, işçi sınıfı, işçi bayramı, 1 mayıs, 21 mayıs, iletişim birimi, cart birimi, oo onlar bunlarla, bunlar onlarla, o hain, o işbirlikçi.. 

Eeh be, eh artık..
Siz kimsiniz ve cidden hepiniz, hareket olarak, amaç olarak, araç olarak, nitelik olarak, istek olarak, kaynak olarak, söylem olarak, bakış olarak, görüş olarak ortak olduğunuza inanıyor musunuz? Sırayla kendinize bakın artık. Kendinize yönelik, iç anket yapın ve sizin bize söylediğiniz şeylerden daha çok kendinize söylemeniz gereken şeyler olduğunu düşünün.
Biz kimiz ve cidden hepimiz aynı mıyız? Siz bizim hepimizin siyasi yönelimlerini aynı mı sanıyor, yaklaşımlarımızın tek-tip olduğunu mu düşünüyorsunuz..

Şimdi, Kimlik kısmına gelelim;

Kimlik mücadelesi veriyor musunuz? diyelim ki evet.. nasıl bir kimlik mücadelesi veriyorsunuz? Kimliğiniz nedir, kimliğinizi oluşturan argümanlar hakkında bugüne kadar hangi envanterileri kullandınız, kimliğinizle ilgili nerede, nasıl çalışmalar yaptınız?  Ne kazandırdınız, hangi kazanımları amaçlıyorsunuz, programınız nedir? Bir kimlikli misiniz, bir kaç kimlikli misiniz yoksa kimliklerin kardeşliğine mi inanıyorsunuz? Hareketinizde kullandığınız kimlik, programınızın hitap ettiği kimlik nedir? 

Ya peki sınıf?
Tabanınızı oluşturanlar hangi sınıfa daha yatkınlar? Bugüne kadar proleter sınıfın mücadelesinde hangi teorileri baz alarak, hangi pratikliği sergilediler? Hangi işçi hareketinde aktif ve sürekli birliktelik içinde oldular. Destekliyoruz sözünün, söz kısmını geçince bunu kullandığınız eylem ve mücadeleler içinde; bürokratik hareketin dışına çıkabilen ve net olan hangi desteği verdiler? 
 * * *
Yazıp yazıp sildiğim kısımlar; hala içinizde bulunan yoldaşlarımın hatrı için.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir